fenerbahçe:3 beşiktaş:4
sabah 9'da başlamıştı o günün koşuşturmacası.. taksimde ata (niko diye de bilinir) ile buluşup, beşiktaşa inip, arkadaşlar vasıtasıyla bilet işini hallettik. vapurla toplu olarak gidileceği için, maç saatini beklemeye başladık beşiktaşta. kazanın yanındaki parkta oturmaca, semtte dolaşmaca derken, vapura binme zamanı gelmişti bile.. vapura binerken, turnikede görevli bulunan abinin, ''herkes jetonunu alsın arkadaşlar'' uyarıları tabii ki bir sonuç vermezken, vapurun hareket etmesi ile birlikte, makara başlamıştı. bir grup kaptanın yanına gitmeye çalışırken, diğer bir tarafta, bir grup, vapurun bi tarafına toplanarak, vapuru batırmaya çalışıyordu!!
iskeleye gelince bazı olaylar yaşandı fakat bunları anlatmak yersiz. topluluk psikolojisinin doğal sonuçları..
içeri girdiğimizde, aziz yıldırım, bizlere çok hoş bir sürpriz yapmıştı. su satışı yoktu..
fener tribünlerinin, rıza çalımbay'ın kapıcı olan babasıyla dalga geçmek amacıyla, ''rıza efendi, 2 ekmek 1 süt'' pankartı, seviye konusunda gelinen durumun son noktasıydı..
maç başladı, biz attık, fener attı, biz attık fener attı.. tekrar biz attık :)
3-2 öndeyken, hakemin hatalı penaltısını, kırmızı kartla süslemesi, maçı tarihe geçiren olayların başlangıcıydı.. 3 oyuncu değişiklik hakkımızı kullandığımız için, kaleye pancu geçti. penaltı gol oldu, alex, 3-3'e razı değiliz, zaten kalecileri yok, 10 kişiler diye düşündüğünden, topu alıp santraya götürdü.. fenerde oyuna hoijdonk girdi, gol atmaları için yeteri kadar süre vardı..
fenerbahçe kaleye şutlar atıyor, pancu kurtarıyor, mucize şekilde top kıçlara başlara çarpıp içeri girmiyordu..
sonra bir ara topun fener ceza sahasının oralarda olduğunu gördüm, ibrahim akın birşeyler yaptı, sonra ceza sahası dışına doğru gitti, ali güneş topu koray'a verdi..
tek hatırladığım, koray'ın şutundan sonra, top gitti ve bir yerde takıldı.. orada anladım ağlara gittiğini ve tribünde olan herkes gibi, bende golden sonraki en az 3 dakikayı yarı baygın geçirdim.. nedendir bilinmez, biz gol atana kadar, fenerbahçenin gol atacağından emin olan ben, bizim golden sonraki 5 dakikada fenerin gol atamayacağından da bir o kadar emindim.
maç bitti, staddan çıktık, iskeleye kadar tezahuratlarla gittik (iskeleye yürürken bizi evinden alkışlayan fenerli abiye ayrıyetten saygılar).
insan kaç kez böyle zevkler yaşar bilemiyorum ama, ben o gün orada olmaktan hala gurur duyuyorum..